Öncelikli olarak Tüketici Kavramının tam ve net bir şekilde tespit edilmesi önemlidir. Örneğin bir tacir kendi evi için bir mal aldığında Tüketici vasfını kazanmaktadır. Yine Ticari İşletmeler faaliyet konuları dışında bir ürün ve-veya hizmet aldıklarında Tüketici sıfatı ile işlem yapmış olmaktadırlar. Bu anlamda Tüketici sıfatının Kanunda geniş olarak yorumlandığı, burada önemli olanın tarafın iradesi olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz.
Tüketici sıfatına haiz olmak Yargılamalarda birçok avantaj sağlamaktadır. Bunların başlıcaları Tüketicinin yerleşim yerinde yargılamanın yapılmasıdır. Tüketici her türlü müracaatını hem Hakem Heyetlerine olan müracaatlarını hem de Tüketici Mahkemelerine olan müracaatlarının tamamını kendi ikametgahı üzerinden yapabilmektedir. Yine Tüketici açmış olduğu tüm davalarda Harçtan muaftır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun bu anlamda Tüketiciye birçok seçimlik hakta vermektedir. Bu anlamda hukukçunun mümkün olduğunda Tüketici sıfatını sorgulaması ve Müvekkilin Tüketici sıfatına haiz olup olmadığı konusunda net bir karar vermesi gerekir.
Bu anlamda bu kanun kapsamında bir ekmek alım satımı da Tüketicinin Karunması Kanunun kapsamında sayılabilir, bir televizyonun, bir cep telefonun, bir arabanın hatta bir gayrimenkulün de alınıp satılması Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamında sayılabilir.
Mallar ve hizmetler satın alınıp kullanılarak tüketilir. Bir tabak mal olarak değerlendirilirken, elektrik hizmet olarak değerlendirilmektedir. Alınan ürün ve hizmetin bedelinin yüksek veya az olmasının bu anlamda bir önemi bulunmamaktadır.
Tüketiciler mal veya hizmet aldıklarında karşılaşabilecekleri olumsuzluklara karşı korunmaktadır. Tüketiciler belli bir rakamın altındaki zararlarını Tüketici Hakeminden ya da Tüketici Hakem Heyetinden isteyebilir. Yapılan alışverişin bedelinin yüksek olması ve hakem heyeti sınırlarının üstünde kalması halinde tüketici hakkını Tüketici Mahkemesinde arayabilmektedir. Bu sınır her yıl Cumhurbaşkanlığı Kararı ile belirlenmektedir.
Tüketiciler ile mal veya hizmet sağlayıcı arasındaki uyuşmazlıklarda mahkemeye gitmeden önce Arabulucuya başvurma zorunluluğu vardır. Zorunlu arabuluculuklarda biri olan Tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk bir dava şartıdır. Arabuluculuk aşamasında anlaşma olmaması halinde taraflar dava yoluna gidebilmektedir. Arabulucuya başvuru yapmadan önce açılan davalar dava şartı yokluğu sebebiyle rededilmektedir. Bu nedenle arabulucuya müracaat edilmesi önemlidir. Tüketici ihtilaflarına ilişkin arabuluculukta ihtilafın anlaşma ile çözüme kavuşma oranı da çok yüksektir.