Sigorta, şirketlerin veya şahısların karşılaşabilecekleri maddi kayıpları yerine koyarak olayın yaşandığı yerden aynı şekilde devam etmelerini sağlayan, şirketlerin veya kişilerin risklerini bir para karşılığı teminat altına alan sözleşme türüdür. Sosyal sigortalardan tamamen ayrı olan bu sistem Türk Ticaret Kanunu’nda, Sigortacılık Kanunu’nda ve sair mevzuatta düzenlenmiştir.
Sigorta, hayatta karşılaşılabilecek riskler için düzenlenen bir sözleşmedir. Örneğin; trafik kazası sonucu maddi zararları, bedensel zararları, yangın, hırsızlık, sel veya su basması, fırtına, kişilerin veya şirketlerin sorumluluğu, işverenin sorumluluğu, taşıma veya nakliyede yaşanabilecek olumsuzluklar gibi birçok sebeple sigorta yapılabilir.
Sigorta kendi içinde Can ve Zarar Sigortaları olarak ayrılmaktadır. Kişinin hayatı için yaptırdığı sigortalar Can sigortası olarak; hayatın söz konusu olmadığı riskler için yapılan sigorta zarar sigortası olarak adlandırılmaktadır.
Bazı sigortaların yapılması zorunludur. Örneğin; zorunlu trafik sigortası, ferdi koltuk sigortası, zorunlu deprem sigortası, maden çalışanları zorunlu ferdi kaza sigortası, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası gibi.
Günümüzde birçok trafik kazası yaşanmakta maddi ve/veya bedeni zarar oluşmaktadır. Birçok iş kazası yaşanmakta ve işçinin ve işverenin maddi veya bedeni zararı doğmaktadır. Konutlarda veya ticari işletmelerde yaşanan hırsızlıklar, yangınlar gibi durumlardan zararlar oluşmaktadır. Bir şahsın veya işletmenin nakliye ihtiyaçları sırasında sorunlar yaşanabilmektedir. Kişilerin veya ticari işletmenin sigortası olması halinde, sigorta şirketleri ile yaşanılan uyuşmazlıklarda hukuki haklarını kullanabilmeleri sigorta hukuku açısından değerlendirilmektedir.
Sigorta poliçesinin hangi şartlar düzenlemesi gerektiği, yanlış veya eksik düzenlenmesi, primlerinin ödenmemesi, bir hasar gerçekleştiğinde ödenecek hasar miktarı konusundaki uyuşmazlıklar gibi konular sigorta hukuku alanına girmektedir.
Sigorta şirketleri sigorta ettiren veya sigortalısın zararını karşılamakta ancak bu zararın oluşmasında sorumlu başka kişilerin olması halinde sorumluluklar ilgili rücu yoluna gidebilmektedir. Rücu yolunun seçilmesi ve işlemlerinin yapılması süreçleri de sigorta hukuku çerisinde değerlendirilerek yapılacaktır.
Bunun haricinde Sigortacılık Kanunu ile sigorta şirketleri, aracıları denetleyici kurumları ve tahkime ilişkin uygulamaların şartlarını düzenlemektedir.
Bu bağlamda sigorta şirketleri ile sigorta aracıları arasındaki uyuşmazlıklar, sigortalının veya sigorta ettirenin tahkim yoluna başvurusu gibi konularda yine sigorta hukuku alanında değerlendirilmektedir.
Ticari uyuşmazlıklarla ilgili dava öncesi arabuluculuğa başvurmak zorunludur. Zorunlu Arabuluculuk sayesinde sigorta şirketi ile sigorta ettiren/sigortalı veya zarar gören diğer bir deyişle taraflar arasındaki uyuşmazlığın daha hızlı çözümlendiği ise yadsınamaz bir gerçektir. Dava açılmadan önce mutlaka arabulucuya başvurulmalıdır. Arabuluculuk görüşmelerinde mutabakat sağlanamaması halinde dava yoluna gidilebilir.